On bir yaşındaki Ollie nehir kenarında perişan hâlde ağlayan ve elindeki kitabı suya atmakla tehdit eden bir kadınla karşılaşınca hiç düşünmeden kadının elinden kitabı kaptığı gibi kaçar. Ollie kitabı okumaya başladığında kendini ürkütücü bir hikâyeye Küçük Yerler'e kaptırır. Yüzlerce yıl önce bir çiftlikte geçen hikâye bir kızı ona âşık iki oğlanı ve gülümseyen adam dedikleri en derin arzularınızı gerçekleştiren ama bunun karşılığında en büyük bedeli isteyen uğursuz bir hayaletle yaptıkları tuhaf bir anlaşmayı konu alır.
Ertesi gün okul gezisi için ürkütücü bir geçmişe sahip yerel bir çiftliğe giderken Ollie hâlâ kitabın etkisindedir. Oraya vardıklarında Ollie çiftliğin kitabını çaldığı kadın tarafından işletildiğini üstelik de okuduğu hikâyedeki kişilerin mezarlarının bu çiftlikte olduğunu keşfeder. Daha da ürkütücü olan ise dönüş yolunda yaşananlardır: Okul otobüsü bozulur öğretmenleri yardım çağırmak için çiftliğe döner ve öğrencileri Ollie'nin şimdiye kadar gördüğü en acayip otobüs şoförüyle yalnız bırakır. Şoför Ollie ve arkadaşlarını kısa süre içinde birinin ya da bir şeyin onları almaya geleceği konusunda uyarır. Tam o anda Ollie'nin aylardır bozuk olan saatinde ürkütücü bir mesaj belirir: KOŞ. Gece çökerken ve etraflarını saran tarlalardaki korkuluklar gitgide yaklaşıyor gibi görünürken Ollie saatin haklı olabileceğini düşünür. Sadece iki sınıf arkadaşı ona katılır ve ormana doğru kaçarken Ollie'nin kulağında otobüs şoföründen duyduğu son sözler çınlar: "Geceleri büyük yerlerden uzak dur. Küçük yerlerde kal."
Ve böylece leziz derecede ürkütücü ve gerilim dolu bir macera başlar.