Geride bıraktığımız bir asırlık süre zarfında Türkiye siyasî idarî ve sosyoekonomik açılardan muazzam dönüşümlere sahne oldu. Kuşkusuz yerel yönetimler de bu dönüşüm sürecinden payına düşeni fazlasıyla aldı. Osmanlıdan ağırlıklı olarak köylü bir nüfus ile cılız bir yerel yönetim tecrübesi devralan genç Cumhuriyetin ilk ele aldığı meselelerden biri yerel yönetimler oldu. Kısa zamanda radikal bir modernleşme projesini hayata geçirmeyi amaçlayan yeni rejimin en büyük ideallerinden biri çağdaş bir kent ve yerel yönetim anlayışı ihdas etmekti. Dönemin ilk yıllarında yapılan ve doğrudan veya dolaylı olarak yerel yönetimlere taalluk eden pek çok yasal düzenlemeyi bu bağlamda okumak gerekir.
Ne var ki çoğunluğunu köylülerin oluşturduğu ve durağan vasfını büyük ölçüde muhafaza eden nüfus 1950li yıllarla birlikte kentlere akın etmeye başlamış böylece yerel yönetimlere ilişkin sorunlarla gerçek anlamda ilk defa o dönemden itibaren karşı karşıya kalınmıştır. Kentsel nüfusun artışıyla birlikte il özel idareleri ve köyler karşısında belediyelerin önemi artmış ancak bilhassa büyük kentlerde belediyeler; imar altyapı ulaştırma ve gecekondu gibi sorunlarla baş edemez hâle gelmişlerdir. Adeta kronik hâle gelen bu sorunlar 1984 yılında büyük kentlerde özel bir yönetim biçiminin önünü açmış; yapılan hukukî düzenlemeyle yerel yönetim sistemimize büyükşehir belediyeleri de dâhil edilmiştir. Öte yandan 1980li yıllar neoliberal anlayışın yükselişiyle birlikte yerel hizmetlerde piyasalaşma ve özelleştirmelerin yaşandığı kentsel toprağın metalaştığı ve belediyelerin kentsel rantın dağıtımında aktif rol oynadıkları bir dönem olmuş; yerel yönetimlere ilişkin bu paradigma geçerliliğini günümüze kadar sürdürmüştür.
2000li yıllar ise yerel yönetimler alanında reform niteliğindeki bazı hukukî düzenlemelerin yapıldığı bir dönem oldu. Yerel hizmetlerin daha etkin ve verimli bir biçimde yürütülmesi gerekçesiyle yapılan bu düzenlemeler sonucunda Köy Kanunu hariç olmak üzere bütün yerel yönetim kanunları yenilendi. Üstelik 2012 yılında yapılan bir yasal düzenlemeyle sadece büyükşehir belediye sayısı artırılmakla kalmamış bütünşehir modeli hayata geçirilerek yerel yönetim sistemimizde son derece radikal bazı dönüşümler gerçekleştirilmiştir.
Cumhuriyetin 100. yılı ile birlikte Türkiyede yerel yönetimlerin önemi üzerinde durmak geçirdiği değişim ve dönüşümlerin muhasebesini yapmak kazanımları ve kayıpları belirlemek bu dönemin araştırılması ve incelenmesi gereken çalışma alanlarına dönüşmektedir. Bu merakla Cumhuriyetin 100. yılında Yerel Yönetimlerin geçirdiği değişim ve dönüşümü bir derleme olarak sizlerle buluşturmak istedik.
Katkıda Bulunan Yazarlar: Elif Balam Sızan Kemal Görmez Tarkan Oktay Şükrü Karatepe Yusuf Uysal Furkan Kaynar Hatice Ay Ahmet Mutlu Bayram Coşkun Duygu Akyüz Üstüner Okan Çınar Cuma Bolat Reyyan Gündoğdu Yasin Acar İbrahim Kesici Harun Kılıçaslan Ayşe Kaşıkırık Nazmiye Öztaş Ebru Yılmaz Dicle Özkaplan Gözde Ekşioğlu Çetintahra Hikmet Gökmen Sivri Fatih Çam Arzu Ulusoy Shipstone Hülya Küçük Bayraktar Burcu Kuzucu Yapar Merve Durmuş Ezgi Kovancı.