Bu kitabı hazırlarken temel amacımız öğrenimini sürdürmekte olan sosyal çalışma ve sosyal hizmet öğrencileri ile alanda çalışan meslektaşlarımıza ışık tutmak yollarını aydınlatmaya çalışmaktır. Her ne kadar Sosyal Hizmet öğrencilerine ya da meslek elemanlarına yönelik düşünsek de vakalarda insan konu alındığından herkesin zevkle okuyabileceği şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. Yaşanılan her şey öğrenilir ama öğrenmek için her şeyin yaşanması gerekmez. Çünkü yaşayarak öğrenmek ağır külfetleri de beraberinde getirebilir. Ateşin yaktığını öğrenmek için illa da elini yakmak gerekmez. Ateşte eli yanan birilerini görmek ya da dinlemek de ateşin yakıcı olduğunu öğrenmek için yeterli olabilir. Bazı meslektaşlarımız mesleki uygulama süreçlerinde yaşamlarından olmuşlar bazıları cezalar almışlar sürgün olmuşlar aile birlikleri dağılmıştır. Başkalarına huzur ve mutluluk dağıtırken mutsuz olabilen meslektaşlarımız vardır. Oysa mutlu olmanın en kestirme yolu; bir başkasını mutlu etmek değil midir?