"...damarlarımda akan kan soyuna bağlı olduğum Kam ve hepimizin yaratıcısı olan Tanrı üzerine yemin ederim."
Kam soyunun seçilmişleri Koruyucuların hikayesi...
Asırlar önce Şamanlar (Kamlar) tutuyordu düzenin iplerini ellerinde. Gecenin ve gündüzün ışığıyla koruyor ateşin sesini dinliyor suyun ruhunu fısıldıyor ağacın sırrını yayıyorlardı dört bir yana.
Geçti zaman değişti insanlar. Ne gecenin ne gündüzün ışığı yetti onlara. Ateş söndü. Su dindi. Ağaç sırrını yaymayı kesti. Davul sesleri kesildi. Atalarının yansımasından doğdu Koruyucular. Aydınlıkta ve karanlıkta diye yemin ettiler. Her şey unutuldu sonra. Bir kehanet süzüldü günden.
Güneş herkesten farklı olduğunu biliyordu. Farklı olmanın yanlış olduğunu da biliyordu. Yanlış olan saklanmalıydı. O da tıpkı bir yanlış gibi tüm gözler üzerindeyken saklanmış tüm parlak ışıkların altında görünmez olmayı başarmıştı. Ta ki Ayaz onu görüp sırça köşkünün camlarını paramparça edene kadar...