Sizi çok eskiden beri sevdiğini bildiğiniz bir insanla uzun yılların ardından rastlantıyla karşılaştıktan sonra tam da yeni düşler kurmaya başladığınızda ansızın ölüm haberini aldığınızda ne yaparsınız? Anılarınıza dönersiniz yaşayamadıklarınızı düşünür onun ölmediğini mi düşlersiniz? Geride hiç bir andaç kalmamış bu sevgili insanı şansınız varsa yazdıklarından okuyarak anlamaya çalışırsınız belki de. Bu anlamda Kırgın Bir Uzun Rüya kötü koşulların sonucu yaşanamamış bir aşkın kırık ve uzun öyküsüdür.
"O anda yine kırıldım koca kentte birkaç ay içinde iki kez karşılaşmak aslında çok büyük bir şans olmalıydı. Ne sen ne de ben bu şansı kullanamadık ve kendimize bambaşka kaderler çizdik. İnsanın kendi kaderini yaşaması kendi yolunu çizmesi böyle de kötü olabiliyormuş demek ki. Çok yazık çok yazık ikimize de. Belki bir kez daha karşılaşırız zaman yaz yine karşılaşırsak bu kez mutlaka konuşmalıyız diye avutup durdum kendimi. Senin ne düşündüğünü bilemiyorum. Ancak içimde bir şeylerin kırıldığını ve mutsuz bir sona doğru gittiğimi duyumsuyordum. Belki sen de benzer duygularla kırıklıklar yaşıyordun o anda. Birbirine teğet geçerken bir türlü değemeyen iki zavallının talihsizliği midir bu?"
Şiir deneme-eleştiri ve inceleme kitaplarıyla tanınan çok yönlü yazar Kemal Gündüzalp öykü ve romandan sonra bu kez de bir novellayla (uzun öyküyle) okur önüne çıkıyor. Eleştiri alanında önemli bir boşluğu dolduran Kemal Gündüzalp'in şiir üzerine eleştirel denemeleri ve şiir çözümlemelerinden oluşan Birebir Şiir'in gözden geçirilmiş ve iki yazıyla geniletilmiş ikinci basımını yeniden okurla buluşturuyoruz.