İslamcılık farklı tarif ve tanıtımlarıyla bir çeşit kuşatma altındadır. Dışarıda Oliver Roy gibi oryantalistler "İslamcılığın iflas ettiğini" tekrarlamaktadırlar. İçerde ise bu tekrarı akademi ve medya kalıpları içinde sürdürenler bilinmektedir.
Bugüne kadar İslamcılığın sayısız tarifi ortaya çıkmıştır. Bu tariflerin ortak tarafı ise İslamcılığın doğrudan İslam ile ilgili olduğudur. Binlerce yıllık geçmişin bir sonucu olarak İslamcılık aslında bu topraklarda yaşayanların kimliğinin tayin edici unsuru olmuş ve hiçbir baskı ve zorlama onu ülkeden silip atamamıştır.
Dolayısıyla İslamcılığı modernleşmenin ve oryantalist telkinlerin bir sonucu ya da tarihi paranteze almanın tarihi yok saymanın bir sonucu gibi görmek isabetli değildir. İslamcılık için tarih doğrusu ile yanlışı ile ibret alınacak bir hazinedir. Ancak tarihin tekerrür ettirilme çabası değildir. Bilme ve arınmanın getirdiği bir bilinçlenmedir.
Bu araştırmada İslamcılık ile beraber Osmanlıcılık Batıcılık Türkçülük gibi görüşler de ele alınıp karşılaştırılırken bu akımların temsil güçleri dikkate alınmış ve toplumdaki kabullerine göre örnekler seçilmiştir.
Bu kitap aynı zamanda özet de olsa bizim tarih içindeki hikâyemizi dikkatinize sunmaya çalışmaktadır.