21. yüzyılın ilk on senesi biterken insanlık bir daha asla eskisi gibi olmayacağının sinyallerini dijital çağın en kendine has ve potansiyeli sınırsızmış gibi görünen ürünüyle yani Minecraft ile verdi. Nitekim içerisinde dilediğiniz her türlü mimari tasarımı yapabileceğiniz yahut tıpkı Robinson Crusoe misali amansız bir yaşam mücadelesi verebileceğiniz bu eşsiz dünya hem insanları Legoyu andıran grafikleri ve kolay oynanışıyla ele geçirdi hem de bağımlılık yapan tarzıyla yepyeni bir oyun türü yaratıp açık dünya (open world) ve ucu açık (sandbox) oyunların nasıl olması gerektiğine dair tüm kıstasları tek başına belirledi. Yetmedi maksadını da aşarak hayatta kalma (survival) oyunlarının gelişimini körükledi.
Peki ama Minecrafta gerçekten de bir oyun denilebilir mi? Yoksa o temelde dijital bir oyuncak mertebesinde mi yahut da bir simülasyon? Kim bilir belki de sadece serbestçe şekillenen (emergent) bir hayatta kalma serüveninden ibarettir? Ya da hepsinden fazlasıdır?
İşte bu kitap Minecraftı tüm bu kavramlar ve hatta oynanışbilim (ludology) ve anlatıbilim (narratology) üzerinden tek tek inceliyor ve tüm soruların cevabını verirken onun her şeyden öte rastladığımız en gelişmiş oyun atölyesi olduğunu tescilliyor tabii bu uğurda Roblox Garrys Mod The Sims Second Life World of Warcraft Lego Knex Red Dead Redemption ve GTA V gibi nice benzerleriyle mukayesesini de yapıyor ve Minecraftın neden yegâne olduğunu ispatlarıyla gözler önüne seriyor. Bununla da yetinmeyip ikinci kısmında Minecraftın oynanışına dair tüm esasları detaylarıyla açıklayan nasıl madencilik tarım hayvancılık büyü iksir ticaret zanaatkârlık inşaat ve savaş yapılması ya da Kızıltaş (redstone) ile nasıl çalışılması gerektiğini izah eden ve Nether boyutu ile End bölgesi de dâhil nice konuya ilişkin (çoğunu ilk kez duyacağınız) ipuçlarıyla bezeli bir medeniyet kurma rehberi görevi görüyor!
Uyarması bizden: Bu eseri okuduktan sonra Minecrafta dair bakış açınız hayli değişebilir...