Bilimle meşgul olan biri olarak Said Nursinin eserlerini okumaya çalışıyorum. Risale-i Nur Külliyatını imkânım oldukça baştan tekrar tekrar okuyorum. Her okuduğumda bu eserleri hiç okumamışım gibi geliyor farklı anlamlar ortaya çıkıyor. Her okuyuşumda ayrı şeyler anlıyorum ve yeni şeyler öğreniyorum.
Siz hangi eseri okursanız okuyun ikinci okuyuşunuzda sıkılırsınız. O halde Risale-i Nur eserlerine bu özelliğini kazandıran nedir? Düşünmek gerekmez mi?
Evet üç aylık bir tahsili bulunan ve kırk seneden beri Kuran-ı Kerîmden başka bir kitapla iştigal etmeyen (meşgul olmayan) yüz otuzu Türkçe on beşi Arapça olan eserlerini telif ederken hiçbir kitaba müracaat etmediği hayatta olan kâtipleri tarafından da şehadet edilen esasen kütüphanesi de bulunmayan yarım ümmi (yarım okuma yazma bilen) bir zat öyle misilsiz bir ilanatla ulûm-u cedide (yeni ilimler) de dâhil mütenevvi (her çeşit) ilimlerde yüksek âlimler ve büyük mürşidlerle (doğru yolu gösterenlerle) genç yaşında yaptığı münazaraların hepsinde muvaffak olduğu meydandadır.
Bedîüzzaman hakkında bilgi edinmek isteyenler bizim bu sınırlı yazılarımızla onu tanıyamazlar yeterli bilgi edinemezler. Tanımak isteyen okuyucularımıza bunun ancak ve ancak Risale-i Nur Külliyatı'nı dikkat ve devamla okumak suretiyle mümkün olduğunu tekrar hatırlatmayı bir görev addediyorum.