Bazen coğrafyanın insanlara toplumlara dayattığı kaderler vardır. Akdeniz'in ortasında her türlü üs olabilme imkânına sahip Kıbrıs'ın kaderini de böyle düşünmek gerekir. Osmanlı İmparatorluğu'nun güneyini emniyete almak ve deniz ticaretine bir şekilde dahil olmak için zaptettiği egemenliğini uzun süre devam ettirdiği ada üzerinde kendi kurumsal yapısını tesis etmemesi düşünülemezdi. İmparatorluğun sosyo-ekonomik çeperine ve hukuksal sistemine dahil edilen adada farklı cemaatlerin birarada yaşamasını sağlayacak düzenin kurulma tarihi Osmanlı İmparatorluğu'nun izlediği siyasetle daha kolay anlaşılabilir hale gelmektedir.
Ali Efdal Özkul bu çalışmasında sosyo-ekonomik ilişkilerin ve toplumsal hayatın aynalarından birisi olan kadı sicilleri üzerinden fakat sadece bunlara bağımlı kalmadan adanın 18. yüzyıldaki tarihini ele alıyor. Cemaatler arası ilişkilerden zenginliğe cezalardan esnaf teşkilatına uzanan bir ufuk çizgisinde farklı kültürleri bünyesinde barındıran bir adanın tarihine ve kaderine belirli bir dönemin penceresinden bakıyor.