Özlem Karapınar ikinci kitabında uzun bir öyküyle selamlıyor okurlarını. İnsanın kadim hikâyesinin şeytana aldanmasının cennetten kovulmasının ve yeryüzüne sürgün edilmesinin modern bir uyarlaması olan Nergislerin Ölümü kutsal metinlerle mitolojiyle ve resim sanatıyla alışveriş geliştirmesine rağmen güncelliğinden ödün vermiyor. Aşkın nefretin öfkenin insan hâllerine sirayet ettikten sonra yaşananlar sıradan bir baba oğul çatışması olmaktan öteye geçip kahramanın kişiliğinde kötülüğün sınırlarını yoklayan varoluşsal bir sorgulamaya dönüşüyor. Sürükleyici olay örgüsüyle kitap insanın iç dünyasındaki karanlık odaları kelimeler marifetiyle aydınlatmayı amaçlıyor.
"İnsanın kendine varması zordur. Vardım diyen yanılır. İnsanın kendini tanıması zordur. Tanıdım diyen yanılır. İnsan yanılmakla yazgılıdır. İnsan kendini aramakla... Ben nerede yitirdim kendimi benliğimi; ruhum nerede? Şeytana nerede sattım?"