"Her yanlış anı bir sayfaydı ve koparılınca bitiyordu. Babasının anımsamadığı riyakâr yüzü buruşuk kâğıdı yalayıp geçti. Alıp başını tek başına bir yere gitseydi bir ateş yaksaydı hiç değilse lapa lapa kar yağarken ateşin içinde yansaydı ve bir daha yanmamak üzere geri dönseydi ruhu. Ateşin başında gençliğiyle buluşsaydı Semih o ateşin karşısında dursaydı ruhunda duyduğu özgürlüğe birlikte gülümsese ve hayatın manasını şenlik kemerleriyle örseydi."
Nejla Arslan bilinç akışı geriye dönüş ve iç konuşma teknikleriyle roman değil adeta şiir yazıyor. Her romanında çıtayı yükselterek şiirsel ve destansı diliyle kadın sorunlarına yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Onun romanlarında etken ve güçlü kadın karakteri kaderine boyun eğmiyor kaderini kendi yazıyor. Bugüne dek alışılmış edilgen ve tutsak kadın rollerini yırtıp atarak birey olan kadın yazgısını yeniden yazıyor."