Kuşkusuz kimi zaman toplumlararasındaki anlaşmazlıkların çözümü için savaştan başka çare kalmayabilir. Ancak savaşın da kendi içinde bir düzeni hukuku âdâbı ve ilkelerinin olması kaçınılmazdır. Nitekim günümüz savaşlarında kimyasal silahlar gibi tüm insanlığı tehdit eden araçların kullanılması savaşa katılanların yanı sıra savaşa katılmayan sivillere de büyük zararı dokunan bir husustur. Bu bakımdan savaş hangi hedef için yapılırsa yapılsın insanlığı ve bu değerleri kökten yok etme amacı taşımamalıdır.
Dünyada meydana gelen nice savaşın belli bir hukuka ve nizama bağlı kalmaksızın gerçekleşmesi ise İslam'da uygulanması gereken savaş hukuk nizamının incelikleri ve güzel yönlerini ortaya koymayı gerekli kılmaktadır. Bu durum genel olarak müslümanın savaş sırasında dahi İslam hukukunda riayet etmesi gereken temel insan hakları ve ilkelerini belli bir prensip içinde incelememize neden olurken özelde ise döneminin gereği bu konunun önemli ismi Bedrüddin İbn Cemaa ve onun savaş hukukuyla ilgili görüşleri mevzuunu araştırmaya sevk etmiştir.