Kötülük dolu bir dünyaya fikriniz sorulmadan getirildiğiniz yetmiyormuş gibi ne özgürlüğünüzden ne de gerçekliğinizden emin olabiliyorsunuz. "Merak etmeyin yalnız değilsiniz..." demek isterdim ama belki de sizden başka herkes sahte.
Varoluşumuzun bu netameli özetinde nice zihni kurcalamış dört önemli mesele saklı:
• Tarih öncesinden beri süregelen bunca kötülüğün ve acının bir anlamı var mı?
• Hiçbirimiz burada olmayı seçmediysek neden hâlâ çocuk yapmayı seçiyoruz?
• Kanunlara göre işleyen bir evrende gerçek bir seçim yapmamız mümkün mü?
• Peki kanunlar nereden geliyor "what is the Matrix ulan?"
Bu soruların her çağda taze kalmalarının sebebi bir yandan olabildiğince kişiselken (hayatım başka türlü olabilir miydi?) bir yandan da alabildiğine geniş ölçekli olmaları (özgürlüğün olmadığı bir dünyada adalet neye dayanır?). Mitolojiden nörolojiye edebiyattan kuantum fiziğine kadar herkes için uygun soru işaretlerimiz mevcut. Tabii "herkes" derken kendim çalıp kendim oynuyorum yoksa siz de gerçek değilsiniz.