İnsanlık tarihinin temel unsurlarından biri olan anlam üretimi ve biçimlendirme sureci yalnızca dilbilim ve felsefenin değil aynı zamanda sanat tasarım ve iletişim gibi geniş̧ disiplinlerin de temelinde yer alır.
Anlamın bicimle olan ilişkisi formüle edilebilir mi?
Merlin Donald ve Jean-Paul Sartre arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?
İlk primatlardan günümüze "algı" nasıl oluştu?
Tarihsel mizanpaj (yeniden üretim) nedir?
Kavram ayrımlarının bilime pratik katkısı nedir?
Biçime müdahele etmeden anlam değiştirilebilir mi?
Bu kitap "anlambiçim" adını taşıyan yeni bir semantik çalışma alanı önerisiyle anlamı değiştirmenin tek yolunun biçim olduğunu savunuyor. Homo habilis'ten Homo sapiens'e uzanan insanın algı evrimi semantik yapı taşları ve metodolojik süreçler ışığında analiz edilirken sosyal bilimlerin doğa bilimleri gibi formüle edilip edilmemesi gerektiği tartışılıyor.
Çalışma semantiğin yalnızca bir dilbilim disiplini olarak ele alına-mayacağını ortaya koyarak biyo-antropolojiden sanat kuramlarına iletişimden yapay zekâya kadar birçok alanı iç içe geçiren disiplinlerarası sistematik bir yöntem öneriyor.
"Bir üçgen bir köşe eklendiğinde artık bir dörtgen olur. Yapısındakı biçimsel değişiklik şüphesiz anlamını da dönüştürür. Aynı şekilde basit bir hamle ile yapılacak barok süslemesi sıradan bir binayı tümüyle farklı bir bağlama taşır. Peki ya insan algısı? Sanat gibi ölçülmesi zor alanların arka planında sistematik ve ölçülebilir nedenler mi yatıyor?"
Bu çalışma akademik dünyaya disiplinlerarası bir çağrı niteliği taşıyor aynı zamanda bu alanın meraklı zihinlerini birlikte keşfe davet ediyor.