1964 yılının Antakya'sı... Huzurun mavi berrak gökyüzünün altında güneşin kızıllığını Asi Nehri'nin kıvrımında seyrederken insanın ruhunu ferahlatan tarihi efsaneleri defne çavlanlarının serinliğiyle güzel Antakya...
Yazarın romanının sayfaları arasında yer verdiği saf temiz bir aşkın yaşandığı duru güzelliklere sahip Antakya...
Mine'nin acıları sevinçleri ve gerçek yaşam hikâyesi burada "Ve Yasemin Kokardı Zaman" adlı romanda sizlerle buluştu. İşte yazarından siz değerli okuyuculara bir dip not:
"6 Şubat depreminde kaybettiğimizi büyük üzüntüyle öğrendiğim çok değerli müzik öğretmenim Gülsev Ömeroğlu'nu saygı rahmet ve özlemle anarken onun ismini bu romanda sonsuz kılmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Öğrencilerinin hayatına yumuşacık dokunan ama bir ömür iz bırakmış tüm öğretmenlerimizi sevgili Gülsev Öğretmenimizin şahsında saygıyla anıyorum. Mine'nin hikâyesini kalpten okuyan herkesin yaşanan tüm güzelliklerin getirdiği serin yasemin kokularını duyacağına inanıyorum. Çünkü yaşam hızla akıp geçse de geriye kalan daima zaman denen rüzgârın kalplerde bıraktığı yasemin kokularıdır."