Tarih boyunca dünya hakimiyetinde önemli roller oynayan büyük ülkeler için en önemli jeopolitik hedef Avrasya'nın kalbini teşkil eden Türkistan'ı önce ele geçirmek sonra da elde bulundurmak olmuştur. Bu nedenle belli dönemlerde Türkistan'ı kontrol altında tutan ülkeler dünya hakimiyeti için son derece gerekli olan jeopolitik insiyatife de sahip olmuşlar ve hakimiyetleri süresine bağlı olarak dünyanın bütün medeniyet merkezlerine de istedikleri şekilde etki edebilmişlerdir.
Türkistan bir "İmparatorluk Coğrafyası"dır. Bu bölgede bir çok imparatorluk kurulmuş ve daha sonra da batmış ve yok olmuştur. Türkistan coğrafyasını kontrol altında tutarak kurulan bütün imparatorluklar her seferinde dünya medeniyet merkezlerine siyasi kültüreli ekonomik ve askeri bakımdan etki ederken oluşan bu etki doğal olarak bir tepkiyi doğurmuş ve tarihi her döneminde merkezi Türkistan olan bir güç mücadelesi var olmuştur.
Soğuk savaş dönemini sona erdiren SSCB'nin dağılışı aynı zamanda eski Büyük Oyun'un yeniden sahneye konulmasına sebep olmuştur. Timur Jeopolitiğinin mirasçısı olan Özbekler SSCB'nin dağılışını fırsat bilerek büyük Özbek nüfusunun zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarının kendilerine tanıdığı üstünlüğü derhal kullanmışlar. Rusya Federasyonu'na ve ABD'ye karşı zaman zaman etkili hamleler yaparak Türkistan hakimiyeti mücadelesinin etkili oyuncusuolmasını bilmişlerdir.
Rusya Federasyonu'nun "Yakın Çevre" Doktrini ile Türkistan'da hakimiyet kurma hedefi 11 Eylül sonrası ABD'nin Türkistan'a girmesi ile sekteye uğramıştır. 2003 yılından sonra da ABD SOROS'un Açık Toplum Örgütleri'ni kullanarak Türkistan Cumhuriyetlerinin yönetimlerini kendi çıkarlarına hizmet edecek biçime dönüştürmeye başlamıştır. Kırgızistan'da Akaev rejiminin devrilmesi SOROS'un bu ülkedeki başarısı olarak değerlendirilmektedir. Fakat aynı şekilde Özbekistan'da faaliyette bulunmaya başlayan George SOROS 2004 yılının ortalarında Açık Toplum Örgütleri ile beraber Özbekistan Lideri İslam Kerimov tarafından ülke dışına çıkarılmış ve faaliyetleri durdurulmuştur.