Bazen insan kargaşa ve kaos ile dolu bir dünyada bulur kendini. Zorlukların üstesinden gelebilmek için gece gündüz çalışıp mücadele ederken zaman zaman içini bir korku ve yalnızlık sarar. Ümit ve korku arasında kendine bir soru sorar. Nereye? diye... Şayet iyi bir harçla yoğrulmuşsa işte o zaman sağlam kolonlar üzerine sağlam bir bina inşa etmeye muvaffak olur. Hele bu harcı Nureddin Hoca ve onun gibi ustalar atmışsa...
Yazar bu hikâyede milli ve manevi değerlere sahip inanç ve imanı güçlü bir nesil yetiştirmenin şart oluşuna işaret etmektedir. Elektronik çağ ve sanal hayatın insanları robotlaştırdığı günümüz dünyasının yaşantısında insanların çoğu kendi tesis ettikleri huzursuzluk ortamının içerisinde boğulmaktadırlar. Fen ilminin yanı sıra din ilmiyle de donatılan bir gençlik yetiştirdiğimiz takdirde tüm zorluk ve sorunların üstesinden gelebiliriz. Dünya denen şu koca bahçede huzur ikliminde yaşayabiliriz.
Büyük bölümü gerçek bir kısmı kurgu olan bu romanı okudukça kendimizi görebiliriz.