Ortak noktalar ne kadar fazla ve güçlü olursa olsun her bireyin diğerlerinden farklı düşüncelere sahip olma ihtimali unutulmamalıdır. Belki de bu olgunun bir yansıması olarak başlangıçtan günümüze kadar süregelen tefsir faaliyetlerinde ortak ya da benzer düşüncelerin yanı sıra farklı yaklaşım ve görüşlerin bulunduğu aynı zamanda bir tenkit geleneğinin varlığı bir gerçektir. Tefsir tarihi açısından söz konusu olan bu durum genel bilim ve düşünce tarihi için de geçerlidir...
Bir yorumun epistemolojik açıdan diğerleriyle eşit hatta onlardan daha alt seviyede olmasına rağmen çeşitli saiklerle zaman içerisinde diğer yorumları baskılayarak onların yanlışmış gibi algılanmasına ve unutulmasına yol açmış olma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Belki de başlangıçta her yorum gerçeğe eşit uzaklıktaydı ya da bugün için yanlış yorum menzilesine indirgenen yorum daha öndeydi.