Liseye giden engelli bir genç maddi ve manevi tüm imkânlara sahip olmasına rağmen mutlu değildir. Sürekli negatif bir bakış açısına sahiptir. Kendini yalnızlığa mahkûm etmiş ve mutlu olmanın başarılı olmanın imkânsız olduğuna inanmıştır. Bu inanç onu çevresindeki insanlardan uzaklaştırmakta ve sahip olduğu imkânların kıymetini bilmemesine yol açmaktadır. Barış üniversite ortamına geçince orada tanıştığı arkadaşları ve engelli kız arkadaşı Alya sayesinde hayatı tamamen değişir. Başarının ve aşkın engel tanımadığını görür; bu süreçte topluma örnek olacak başarılar elde eder ve gurur duyulan bir kişi olur. Barış ve Alya birlikte gerçekleştirdikleri projelerle devlet ve özel sektörün engelli bireyler için yapması gerekenler konusunda çalışmalar yaparlar. Engelli kardeşlerinin hayatlarına dokunarak onlara umut ışığı olurlar.