En büyük gerçek Allahı bilmek ve Onun dinini öğrenmektir. Gerçek olarak Allaha inanan ve dinini öğrenip yaşayan hem bu dünyada hem ahirette mutlu olur. Müslüman olmayan batılı ilim adamları ve meşhur olan insanlar bu gerçeği Müslüman olmadıkları halde görebilmişlerdir. İşte birkaç örnek:
Thomas Carlylenin konferansından: Kuranı okudukça onun sıradan bir edebi eser olmadığını hemen hissedersiniz. Kuran-ı Kerim kalpten gelen ve diğer bütün kalplere hemen nüfuz eden bir eserdir. Diğer bütün eserler bu muazzam eser yanında çok sönük kalır. Kuranın göze çarpan ilk karakteri onun doğru ve mükemmel ve yol gösterici dürüst bir rehber olmasıdır.
Cat Stevens (Yusuf İslam): Müslüman olduğumdan bu yana Peygamberimizin O büyük insanın hayatını araştırıyorum. Onu okudukça Onu anladıkça etrafımı saran bilgisizliği cehaleti daha iyi görüyor ve irkiliyorum.
Prof. Dr. Michael Hart. Tarihteki Yüz Büyük İnsan adlı kitabında birinci sıraya Hz. Muhammedi (s.a.s.) koymuştur. Bu kitap dünyada yankılar uyandırdı.
Ben ünlüleri incelerken bazı sabit kriterler ölçüler ortaya koydum. Bunlardan biri de ünlülerin insanlık tarihinde bıraktıkları geniş ve derinlemesine izlerdir. Benim ünlülerin en ünlüsü olarak Hz. Muhammedi (s.a.v.) tercihim ise Onun hem peygamberliği hem de dinî ve dünyevî seviyede fevkâlâde başarılı olmasıdır. İnsanlık ahlâkı felsefî ve hukukî olarak İslâmdan daha mükemmel bir din görmemiştir. Ben inanıyorum ki Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi her yönüyle mükemmel bir insan bir daha dünyaya gelmez.
Gandhi. Hz. Muhammedi (s.a.s.) övenlerin ve övmeyenlerin durumu şöyle izah edilebilir. Evet Hz. Muhammedi (s.a.s.) inkâr eden bilim adamları da var; ancak arada şöyle bir fark var: Onu öven ve Onu kabul edenler Onun hayatını araştırarak bu neticeye varıyorlar. Onu inkâr edenler ise hiçbir araştırma yapmaksızın sadece zanlarıyla ve vehimleriyle konuşuyorlar.