Pakistan'ın yetiştirdiği en önemli düşünürlerden Muhammed İkbal'ın temel ideallerinden biri bilgiyi hem irfan hem de refleksiyon haline getirebilmektedir. Söz konusu idealin gerçekleşebileceği zemin tevhide dayalı hakikatin ve yansımalarının idrak edilmesinin mümkün olduğu kalptir. Bu süreçte motivasyonu sağlayacak ana unsurlar aşk ve arzudur. Ona göre aşk sadece bir duygu değil aynı zamanda epistemolojik bir süreçtir.
Hümanist Psikoloji'nin 'kendini gerçekleştirme' teorisine karşın 'kendini bilme' merkezli yaklaşımı bu sürecin temelini oluşturur. 'Mutlak Benlik' paydası üzerine inşa ettiği benlik teorisine göre aşk insanda var olanı deşifre eder. Bilginin irfan haline dönüşebilmesi önce insanın kendi derununu keşfetmesiyle başlar. Bu aşamada insandaki bilginin farkına varılması ontolojik bir düzlemde meydana gelir.
İkbal'in anlam dünyasını belirlemek üzere çizilebilecek harita sanıldığından çok daha geniş bir alanı kapsayacaktır. İkbal'i okumak ve tanımak isteyenler için bu eser başvuru kaynağı niteliğindedir. Onun basiretinin genişliği arzu ve ideallerinin enginliği fark edildikçe İkbal'e ve eserlerine duyulan ilgi artacaktır.