"Aşk için söylenen çeşit çeşit deyimler vardır demiştik ya hepsinin de kendine göre bir gerçeği var çünkü bazen o hain küçük aşk piçi konacağı yeri yanlış seçiyor işte. Kafayı mı çekiyor ne?!... Bir araya gelmesi imkânsız iki kişiyi seçip acıdan kıvrandırıyor acı aşk oluyor. Şımarık sorumsuz velet oradan oraya konuyor ve zavallı âşıkları kalbi kırık kötümser umutsuz hayalsiz bırakıveriyor kırık aşk oluyor... Ne var ki insanoğlu aşka doymuyor devamlı bir beklenti içinde. Tanrılar Tanrısı yüce Zeus bile doymuş mu aşka? Tüm gücü ve kudreti sayesinde aşktan aşka koşmamış mı?.. Ya bizim Apoli? Pardon yani Apollon. Çapkın kerata. Onun tutkusu da dünyalı kadınlar. Birini alıp birini bırakmış. Gene de aşka doymamış. Aşk oburları n'olucak. Üstelik nereden bakarsan bak çoğu aşklarda kişi yalnız kalıyor yasak aşk oluyor..." İlk kez on sekiz yaşında sahneye çıkan ve elli yılı aşkın bir süre aralıksız sahnede kalan tiyatro oyuncusu Nedret Güvenç öykü tarzında kurguladığı anılarını Aşk Yoksunları'nda bir araya getiriyor. Nedret Güvenç Aşk Yoksunları'nda aşkı anlatıyor yaşadığı ya da gördüğü aşkları; tiyatro aşkını yaşama aşkını bir kadının ve bir erkeğin aşkını... Yoğun bir hüzne sahip olan öyküleri hiç dinmeyen umudu hoşgörüsü ve yaşama sevinciyle şekillendiren Güvenç satır aralarında Türkiye'nin son elli yılda geçirdiği değişimi de anlatıyor.