Yeteri karda kalın olmalıydı duvarlar ki yıkılmasın.
Kayıp resimlerin parçalarını arıyor bu öyküler: kimi zaman bir çocuğun içli suskunluğu örüyor hayatın duvarlarını kimi zaman içindeki coğrafyanın gezgini olmaya adanmış bir kadın; hızına yenik düştüğümüzü sandığımız zamandan damıtılmış kelimeler odaların yolların sokakların dağların türküsünü saklıyor satır aralarına; tam da "akıp gidiyor işte hayat" dediğimiz anlarda gözden kaçmış ayrıntılarla çıkıyor karşımıza anlatıcı; belleğimizin yorgun duvarlarına düşmüş gölgelerin aslına çağırıyor bilincimizi.