Hayalet diye bir şeyin olmadığını mı düşünüyorsunuz? Bunu bir de on altı yaşında bir genç kıza Susannah Simon'a sorun...
Annesi Californiya'da yaşayan bir adama aşık olup evlenince Susannah da onunla birlikte Californiya'ya yerleşmişti; geleli henüz iki hafta olmuştu ama bu süre içinde yeni evine yeni babasına yeni kardeşlerine yeni okuluna...ha tabii bir de hayatına giren yeni hayaletlere alışmak zorunda kalmıştı. Ne de olsa arabulucu medyum olmak kolay iş değildi.
Gecenin bir vakti ölü bir kadının hayaleti odasının ortasında çığlık çığlığa bağırmaya başladığında Susannah aynen böyle düşünmüştü. Bu çılgın hayalet Susannah'ya Kızıl diye birine bir mesaj iletmesi için yalvarıyordu: Ona de ki bu onun suçu değildi. Beni o öldürmedi. Şimdi Susannah'nın yapması gereken tek şey Kızıl denen adamın kim olduğunu bulup ona bu mesajı iletmekti. Çocuk oyuncağı değil mi?...