Yeni bir kuşak yaratmanın biricik yolu o kuşağın dilini yıkmaktır.
Bu dili yıkarken büyük bir gözlem ve kulak misafirliği kabiliyetinin yanı sıra cesaret ve ters bakış açısı gerekir; ama basitin derinliğine düşebilecek çok az yazarın bulunması yapılan işi bir kat daha zorlaştırıyor.
Daha önce birçok underground romana imza atmış benzersiz ve agresif yazar Bülent Akyürek; yeni kitabı "Boş Laflar Antolojisi" ile Türk insanının son yirmi beş yılındaki klişeleri toplayarak çok yararlı bir hizmet vermiş.
Gündelik konuşmalarımızdaki derin anlamları ikiyüzlülükleri imaları okurken zaman zaman paniğe kapılacak sinirlenecek ve bir o kadar da güleceksiniz.
"Boş lafa gerek yok" "Boş laf karın doyurmaz" "Boş lafla peynir gemisi yürümez" ... diyenlere cevap niteliğindeki bu kitap insanımızı tanımaya yönelik kaynak eserlerin en büyüklerinden biri olmaya şimdiden aday görünüyor.