Yazar bu yapıtta çocukluğunu şöyle tanımlıyor:
Gizmeli tüllerini aralardı
masal kapılarının
dokurdu geleceğini
eğirdiği tutkularda.
Besbelli güzel bir çocukuk dönemi yaşamış. Gençliğe adım attığı günlerde
Tanrı götürmüş güzel günleri
oysa uçurtmayı biz yapmıştık
hala anlamadın mı çocukluğum öldüğümü diyor.
Yaşlılık içinse yoksul bir ihtiyar için az şey değil yaşamak.
Koku dağlara çıkmış denizler durgun
ve binlerce yıldan elde kalan sebil yorgunluk.
Bir korku var içinde.
Yaşam korkusu.
Korkuları yorgun.
Hüzün mü işte hüzün daha bir hüznün içine gömülmek varken
böyle mutluluğa koşmakta ne anlam var devam ediyor sevgi bir yerde koruk üzüm.