"Biz Almanlar ellili yılların sonunda nasıl Dashiell Hammett ve Raymond Chandler aracılığıyla Amerika'da yaşananları öğrendiysek şimdi de Celil Oker aracılığıyla İstanbul sokaklarında neler olup bittiğini öğreniyoruz."
Andreas Ammer
"Türkiye'de polisiye roman denince her şeyden önce Celil Oker'in adı anılmalıdır. İstanbul Oker'in öykülerinin başlıca konusudur anlatıcı kentin kendisinin gizli suç ortağı olduğunu söyler. Oker bir metropol övgüsü düzmez tüm karanlık köşeleri vurguncuları ve kırık dökük yerleriyle sevdiği kentin üzerine bir metin oluşturur.
Celil Oker polisiyesinde sonuç belki her zaman gerçekçi değildir ama her seferinde gerçeğe sadakatle bağlılık söz konusudur.
Ulrich Noller