"İyi dinle" diyor bir ses; "...İyi dinle ve sakın unutma."
"Kimsin sen?" diyorum.
"Martı; odan da konuk ettiğin martı."
"İyi de martılar konuşmaz ki! Bir düş bu; düş görüyor olmalıyım."
"Hayır dostum düş görmüyorsun. Uykuda olmandan ötürü can kulağın açıldı; söylediklerimi anlayabilişin ondan. Üstelik ben de anlatmak istediklerimi iletebilecek denli yetkin bir martıyım."
"Rastlantı değil öyleyse karşılaşmamız."
"Değil dinleyecek olduklarını anlatmakla görevlendirildim ben. Sense seçilmiş birisin; öylesine karşılaşılmış bir insan değil. Umarım anlattıklarımı yazmamazlık etmezsin."
"Yazmam da mı gerekecek?"
"Hele bir dinle kendini zorunlu sayacaksındır yazmaya."
"Haydi anlat öyleyse."