Yazar romanı hakkında şunları söylüyor: Eroin konusunda bilimsel ya da günlük tarzında pek çok kitap yazıldı...
Türk ve yabancı günlük tutan eroin bağımlıları anılarını paylaştılar sizlerle. Bulanık kafalarıyla edebi kaygı gütmeden bulutların üzerindeki serüvenlerini anlattılar.
Gerçek anlamda bir "eroin romanı" yazmak isteyişim bundan.
Beyinlerin damağında edebiyat tadını duyarak da okunabilmeliydi eroinin hikayesi...
Eroinle Dans yalnızca bir eroin öyküsü değil. Sigara ve içkiyle başlayıp esrar kokain sakinleştirici ya da uyarıcı haplarla süren uzun upuzun bir yolun son noktası eroin.
Uyuşturucu için aile düzeni bozuk gençlerin sığınağıdır diye yaygın bir kanı vardır toplumumuzda. Ne büyük bir yanılgı!
Merak macera arayışı çarpık ilişkilerin yaşandığı arkadaş çevreleri rastlantı sonucu içinde bulunulan topluluğa uyum çabaları bu konulara en uzak duran kişileri bile nasıl da içine çekebiliyor.
Romanımızın iki kahramanı var: Eylül ve Dünya.
Dünya parçalanmış bir ailenin dışlanmış bireyi. Tamam!
Ama Eylül ailesinin biricik prensesi; el bebek gül bebek büyütülmüş en iyi okullarda okutulmuş pırıl pırıl bir genç kız. Yolundan sapmasını haklı çıkaracak hiçbir dayanağı yok.
İkisinin uyuşturucu ortak paydasında buluşması alevin küle dönüştüğü noktaya el ele yürümeleri düşünülemez bile.
Ancak çok güçlü arkadaşlık ve dostluk bağları bile bataklığa sürükleyebiliyor insanları. Romanımızda olduğu gibi...