Çalmış olduğu çanta her gece farklı bir karabasanın merkezinde rol alarak rüyasına giriyordu. İlk gece içinden kazada ölen sahibinin kesik başı türlü haşerat eşliğinde çıkıp Ahmet Bey'i uzun uzun azarlamıştı. Ertesi gece sokaktaki herkes çanta kafalıyda...Dudaklarım hareketsiz. Ya da ben yoktum. Tüm bunlar sizin düşünceleriniz. Odada yalnızsınız. Hayalinizdeki hastanın anlattıklarını dinlemektesiniz. O zaman bu cümleler sizin kafa sesiniz...Bir an önce Hande'nin içine girmek zorundaydı. Yok olmakta olan dünyada kaçacak başka delik kalmamıştı...Bir an için kendimi Ferrari'nin sahibi gibi hissettim. Odanın ortasında alev almış bir beşik bulmaktan daha tuhaf olansa alevlerden dalga dalga yayılarak yüzüme vuran soğuk havaydı...Evrak çantası hiç vakit kaybetmeden açıldı ve içinden dökülen yüzlerce işaret parmağı asfalta saçıldı...Kapının devamında derin ve karanlık bir uçurm vardı...