Dinmeyen
sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsın
uzatırım saçları tırnakları anları
beklesem büyür müsün sen çocuk?
ırmaklar genişliyor dallanıp
budaklanıyor ağaç...
sen şimdi sabrımın taşını yuvarlarsın
gizime bir ilmek daha atarım ben
böylece bir kakül iner o çıplak alına
alın o ki saçtan kırışmaz zerresi
kırışır seni beklemekle geçen zaman
belki hiç
gelmezsin!