"Annem gelip beni yuvadan aldığında benim Tanrılarım krallarım akreplerim vardı. Annemin sakallı misafirleri "Afiyet Olsun" şekerleri. Bir de püsküllerin kanepelerden duvarlara kadar yayıldığı meleklerin yuva yaptığı bir oda. Bu odaya hiç sokmadı beni. Ben de ona "akreplerimi" hiç anlatmadım. Çalıştığı gazinolarda adına "dağlar kızı Reyhan!" derlermiş. Önceleri çok şeyi gizli tutmaya çalıştı. Sonra utanmamayı öğrendik. O kadar çok şey öğrendim ki artık bir şey öğrenmek istemedim. Sustum sonuna kadar. Susmalarım bir yerlere sığmadı mızraklı bir şeyler olup peşime düştüler."