İnsanın içindeki bozucu parçalayıcı eğilimleri dizginleyerek önce içinde bir dengeye sonra etrafıyla bir uyuma varması yani mükemmelleşme yahut olgunlaşma çabası hem varoluşunun bir gereği hem de bu dünyada türünün devamı için bir zarurettir.
Hiç kimse kendisi sahip olmadıkça kişiliği eğitemez. Bu amaca dönük bütün bir hayatın meyvesi olarak kişiliği gerçekleştirebilecek olan çocuk değil yetişkindir. Kişiliğin gerçekleştirilmesi demek daha azı değil bütün bireysel insan varlığının sonsuz çeşitliliğini önceden görmek imkansızdır. Biyolojik toplumsal ve ruhsal veçheleriyle bunun için ihtiyaç duyulan bütün bir ömürdür. Kişilik bir canlı varlığın fıtri kendine özgülüğünün kendi mizaç yahut tabiatının yüksek gerçekleşmesidir. Hayat karşısında gösterilmiş bir yüksek cesaret eseridir; kişiyi teşkil eden bütün her şeyin mutlak teyididir; kendi kendini belirleme özgürlüğünün mümkün en yüksek biçimiyle birlikte düşünülen evrensel varoluş şartlarına en başarılı intibaktır. Bir insanı buna eğitmenin hafif bir şey olmadığını düşünüyor. Hiç kuşku yok ki modern aklın kendi üzerine aldığı en çetin en zorlu ödevidir bu.