"Dişi erkeğin evidir. Erkeğin yaptığı bir evdir aynı zamanda. Bu ev kadın ve erkeğin yaşamda sürüp gitmelerini mümkün kılmak için yapılmıştır. İçinde ikamet edilen bir ev ile ikamet eden sakin aynı şey midir? İnsanoğlu erkek yaratıldı. Erkekçe bir duyuşla insan içindeki eğilimlere kulak verdi. Ve kendine kadından bir ev inşa etti."
İnsanoğlu'nun en yüksek zihinsel aşamasını ifade eden felsefede kadınlar neden varlık gösterememiştir? Kitap bu soruyla başlıyor ve kadının hem felsefe alanında hem de hayatın diğer alanlarındaki varlığının tarihi kültürel mitolojik ve dini arka planı erkekçi bir gözle ele alınıyor. Geleneksel anlayıştan yola çıkarak modern kadın kavramına göndermelerde bulunuluyor. Kitapta ayrıca kadın konusuyla ilgili olarak feminist epistemoloji kadının eğitimi onlara yönelik şiddet ve kadın doğası gibi konular sorgulanıyor.
Kadın ve Felsefe kadın doğasına dair erkek gözüyle yazılmış diğer naif eserlerden daha nitelikli bir üslup daha kapsamlı ve derinlikli bir bakış acısı ile ayrılıyor. Bu yönüyle genelde cinsiyet özelde ise kadın kavramı konusunda düşünen okuyucular için zihin açıcı bir kaynak olma niteliğinde...