Bu eser Şii siyasal düşüncesi alanında 'Türkçe telif ve tercümeler de dahil' yazılmış sayısız araştırma-inceleme içerisinde belki de türünün tek örneği sayılabilecek kadar diğerlerinden farklı ve dikkat çekici bir çalışmadır.
Farklı dikkat çekici ve bir o kadar da önemlidir zira yazar bu eserinde mensubu bulunduğu İmami Şii geleneğiyle köklü bir hesaplaşmayı göze almış ve başarmıştır. Benzeri hesaplaşmalar elbette günümüz İslam dünyasının hemen her bölgesinde görülmektedir. Ancak bunlar bütün eleştirilere rağmen mensubu bulunduğu gelenek içinde kalabilen entelektüellerin ve ilim adamlarının çabaları olarak görülebilir. Yazarın yapmaya çalıştığı şey ise bundan öte kendi geleneğini yani İmami Şii düşüncesini İmami Şii yapan kurucu unsurları sorgulama cesaretini göstermesidir.
Eserin en göze çarpan yönü ona hâkim olan eleştirel zihniyettir. Yazar İmami Şii siyasal düşüncesinin temel dayanaklarını hem dış hem de iç tenkide tâbi tutarak genel olarak rivayetler konusunda Şii-Sünni Zeydî Mutezili İbadî olsun herkesin örnek alabileceği bir yöntem izlemiştir. Bu bakımdan eserin Sünni kültüre bakan bu yönü de bizler için önem arz etmektedir.
Bu eser Sünni dünya ile Şia dünyası arasındaki mesafeyi bir 'kılpayı'na indirecek kadar fevkalade önemli sonuçlara ulaşmış görünmektedir. Bu çizginin Şia dünyasında egemen olması durumunda İslam dünyasının ne kadar olumlu gelişmelere sahne olabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerektir.