Elinizdeki kitap değişik açılardan 'Tanrı'nın bilinen bilirliği' üzerinde durmaktadır.
Tanrı hakkındaki bilgimizin en temelde ve önemli ölçüde akli sezgilerimize dayandığını düşünmek oldukça makul ve savunabilir görünmektedir. Ancak bu olgu Tanrı'ya ilişkin bir bilginin başka yollarla elde edilebileceği imkânını ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla Tanrı'ya ilişkin bilgimizde akli ve tecrübi sezgilerin birbirini desteklediğini; akıl ve tecrübenin bu bağlamda deyim yerindeyse birbirini tamamladıkları makul bir görüş olarak dile getirilebilir.
Bu kitap Tanrı'yı bilmenin imkânı çerçevesinde felsefi ve teolojik agnostisizmin (bilinemezciliğin) temel iddialarını eleştirel bir açıdan irdelemeye çalışmaktadır. Bu bağlamda Tanrı hakkındaki bilginin imkânını açık ve etkili bir şekilde yadsıyan Kant'ın görüşleri üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulmuş ve bu görüşlerin temel dinamikleri eleştirel açıdan irdelenmiştir.
Kant'ın iddiaları 'Tanrı'yı bilmek' noktasında epistemolojik bir haklı-çıkarımın geleneksel iki temel yolu olan a priori (akli) ve a posteriori (tecrübi) yolunun da kapalı olduğunu göstermeyi hedeflemektedir. Kant'ın bu temel eleştirisine karşılık Tanrı'nın bilinebilirliğini tecrübeye ve akıla dayanarak savunan yaklaşımlar üzerinde durulmuştur.