İktisat tarihi öncelikle iktisat biliminin ihtiyaçlarından kaynaklanmıştır. Türkiye iktisat tarihini de genel iktisat tarihinden soyutlamak mümkün değildir. Bu alan bazı iktisatçıların olduğu kadar tarihçilerin ve hatta sosyal ve siyasi bilimcilerin de ilgi sahası içerisindedir. Aydınlanma çağının bir ürünü olan doğrusal ilerlemeci tarih anlayışının yani insanlık tarihinin dünyanın her yerinde aynı merhalelerden geçtiği fikrinin geçerliliği azaldıkça Türkiye iktisat tarihinin de önemi artmıştır. Daha XX. yüzyılın başlarından itibaren batı dışına alıcı gözle bakmaya başlayan yine Batılı bilim adamları bununla ilgili özgün ve verimli konular bulmaktadırlar.
Türkiye iktisat tarihini araştırırken kendimizi iktisat teorisi ile sınırlandırmıyoruz. Üstelik bin yıllarda iade edilen zaman dilimi içerisinde elde edilen iktisadi verilerden hareketle Türkiye'ye özgü iktisat teorileri oluşturma niyetlerini destekliyoruz. O halde amacımız çok yakın bir geçmişle ilgili olan iktisadı Türkiye'nin bin yıllarıyla ilgili hale getirmektir. Konunun kaynaklarının başında Türklerin VIII. Yüzyıldan beri mensup oldukları İslam kültür uygarlık ve ekonomisi gelmektedir. Bu kitap Türkiye'yi esas alan ve yine Türkiye'nin ihtiyaçlarına öncelik veren bir iktisat teorisinin oluşmasına katkıda bulunmayı ümit etmektedir.