El Turko olduğu yerden doğruldu. Sonra bir state manager edasıyla ellerini iki yana açtığında Agatha Christie salonunun yüzyılı aşkın eşyaları arasına sinen geçmişin tüm ruhları yaşadıkları bu mekanın öyküsünü daha yakından duymak istercesine genç adamın çevresine ışığa koşuşan pervaneler gibi üşüştüler...El Turko'nun sözleri salonda hoş bir seda ile yankılandı: Eskiden insanlar kuş evleri yaparlardı..!
Genç çoçukla aslan uyum içinde çadırın büyük kapısına kadar geldiler. Marki Rio'yu kafesine kapatıp gelmiş ve şamata başlamıştı. Silvia onu iri göğüsleri üzerine bastırıp uzun kumral saçlarını harmanlayarak El Turko demişti El Turko..
O sabahtan onra bu genç bütün dünyada Aslanların Çocuğu El Turko diye anılacaktı...