Hampri ve ben mecburiyetten kahraman olmuş biri olarak kahraman kahraman kalacaktık. Klarinetçi Sami'nin yanına gidip 'Çalsana' diyecektik. Sami Ne çalim abi? diye soracaktı. Hampri sert bakacak ben önce güzel göğüslü bir kadın sonra göğüsler ile Hampri arasında bir ilişki sonra da güzel göğüslü bir tayyare resmi çizip çaktırmadan Sami'ye gösterecektim. Ömrü boyunca bu adama aynı şarkıyı çalmış olmaktan artık eblehleşmiş Sami sinyali alıp Madem ki gidiyorsun bırakıp burada beni adlı şarkının taksimine girecek uzun bir taksimden sonra belki sıkılıp belki de eblehliğin verdiği bir düşünce çeşitliliği yeteneğiyle Ablanı alacağım enişten olacağım şarkısına geçecek oradan da artık kimsenin kendisini takip edemeyceği ve doktorun Artık ne yerse yesin dediği bir yola girip uzaklaşacaktı.
Ben Müzeyyen filminden ağzı yanmış biri olarak kuyruğu ele güne karşı dik tutmak zorunda kalmayacağım mahremiyetime kimsenin ulaşamayacağı bir yere doğru koşturacaktım.