Cem Mumcu etrafında ve dünyada olup bitenlerin kendi içinden nasıl geçip gittiğini ne izler bıraktığını gözlüyor. Yaşama dair dünyaya dair o ana düne yarına ve olan biten bir sürü şeye dair hissettiklerine düşündüklerine bakıyor. Sonra çırılçıplak soyunup içini açıyor bize. Ve kendisi görürken bizlere de gösteriyor.
Cem Mumcu'nun on yılı aşkın süredir yazdığı yazılar bu kitapta bir araya getirildi.
Futboldan teröre aşktan ilişkilere sinemadan cinselliğe İnternet'ten mizaha dek çok çeşitli ve güncel konuların yazarın içinden geçişine tanık oluyoruz.Ve Cem Mumcu'nun içini görüyoruz en içini ta kendisini.
Bakın neler geçiyor bir yazarın içinden:
Böyle işte... Ölmez sağ kalırsam kafayı toplayınca (bu hafta hindiba çorbası kabak graten yiyicem bilumum vitamini bünyeye alıcam sabahın kör saatinde kalkıp eşofmanize olup deli gibi koşucam yüzüme lahana masajı yapıcam önerildiği biçimde istesem de istemesem de haftada üç kez seks yapıcam bol bol kendine yardım kitabı okuycam ve müren balığının solungalarını haşlayıp uygun yerime tarif edildiği biçim sürücem) daha ciddi şeyler yazacağım bu konuda. Ama duyduklarınız hiç hoşunuza gitmeyecek.