İnsanoğlunu savaşlar değil küçük haplar yok edecek!
Tarikat sistemi gibi işleyen bir düzen!
İnsanlarımızı kaosa sürükleyen bir yapı!
Ve ardından "pıt" diye çıkan yok oluşun sesleri
İki kitap tek kitapta...
Selena bağımlı olan sevgilisini kurtarmaya çalışırken "uyuşturucu tarikatı"nda uygar bu macerada yok oluşunun haritasını çiziyor!
"... Taksim" Işıklı büyüleyici eğlenceli tehlikeli Taksim! Her adımda bir müzikten diğerine geçişin gizemli tüneli İstiklal Caddesi... Taksim'in bu tuhaf curcunası içine çekmişti beni artık. Sımsıkı elimi tutuyordun. Farklı gelmiştin bana. Doğaldın sadeydin hayatla alıp veremediğin yoktu. Uyurken yarını düşünmüyor uyandığında önüne geleni yaşıyordun..."
"... Bu bataklık olarak adlandırılan dünyanın içinde henüz çok ama çok acemiydim. Beyoğlu'ndaki clublere gitmeye başladım. Dünyaya olan bakış açım inanılmaz değişti artık gelecekle ilgili en ufak bir yatırımım ya da çabam yoktu. Yaşanılan gerçekleri görmüyor belki de görüyor ama işime gelmediği için görmezden geliyordum. Ama bu dünyanın içine girdiğimden beri bir tek gerçek vardı sağlıklı düşünemiyordum. İçimdeki o şeytan beni sürekli tahrik ediyordu..."
"... Ruhunu şeytana satmıştın işte. En özgür olmak istediğin zamanda sana şaka yapmıştı şeytan. Senden özgürlüğünü bağımsızlığını almış karşılığında sana bağımlılık yapan bir şey vermişti. Tüm bağımlılar bunu bağımsızlık zannetmiyorlar mıydı zaten? Bütün oyun kimlik bunalımından çıkmıyor muydu? Özgür olduğunun kanıtı bir rozet gibi yakana iliştirdiğin hatta başının üzerindeki taç gibi taşıdığın uyuşturucu köle yapmaz mıydı seni kendisine?"
Yaşamın kıyısında nefes almak... Uçurumdan aşağı sallanan bir beden ve tüm güçsüzlüğüyle tutunduğu kırılgan bir dal... Uyuşturucu batağına düşmüş bir gencin adım adım sürüklendiği yok oluş ve ardında onu gözü kara seven bir kadının uzattığı el...
Bağımlılığın vardığı noktaları çıkmazları düşüşleri ve asıl gerçek olanla yüzleşişleri ortak bir hayatı paylaşan iki farklı kalemden okuyacağınız çarpıcı gerçek bir hikaye...