Boğaz'daki renk ve ışık oyunlarını kıyıdaki mevsim değişimlerini gözlemeyi severdi. Burada bahar insanın içini coşturan oynak bir şarkı gibi gelir mor salkımlara manolyalara çitlembiklere fıstık çamlarına değer hemen orda erguvanları tutuşturur kırmızı ateşler yeşil cümbüşler kahverengiler Boğaz'ı boydan boya kaplardı. O güzelim bahçelerde evler renkler arasında yiter giderdi. Adından sonbahar gelir bu görüntüler solar solar her şey yağmurlara teslim olur dökülen sararmış yapraklar yol mazgallarını tıkar insanın içinde bir şey kırılır giden bir trenin ardından ne yapacağını bilemeyen bir yolcu gibi uzak ve derin bir boşlukta asılır kalırdı bakışlar. Tıpkı bir canlı gibiydi manzara. Doğan büyüyen nefes alan bir canlı. Yıllarca bu nefes alışlara doğum ve ölüme kayboluş ve ortaya çıkışlara şahit olmuştu.