1261 yılı... Her çağın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul Katolik Latin işgalcilerden kurtarılmış Doğu Roma İmparatorluğu yeniden başkenti İstanbul'a kavuşmuştur. Ancak kent perişan haldedir. Zalimliği ile ün yapmış zevke ve eğlenceye düşkün İmparator Sekizinci Mikael bir yandan kentin yeniden yapılanması için uğraş verirken diğer yandan aile içinde çıkan sorunlarla uğraşmaktadır. Karısı İmparatoriçe Teodora Mikael'in kaçamaklarına göz yummakta ama gücü paylaşmak için de fırsat kollamaktadır.
Mikael'in gayrimeşru kızı Prenses Maria imparatorluk geleneklerinin aksine başına buyruk özgürlüğüne düşkün ve asi bir genç kızdır.
Kız kardeşi Eudoksia ve yakın arkadaşı Fani ile âşık oldukları İstanbul'da yaşamak bu muhteşem kentin güzelliklerini doyasıya tadıyor olmak onlar için mutlulukların en büyüğüdür.
Yine de Maria'nın hayatında eksik bir şey vardır mutluluğunu pekiştirecek hayatı onun için ölümsüzleştirebilecek bir şey: Aşk.
Maria aradığı aşkı yarımadanın karşı kıyılarında Galata'da bulur. Ancak bu sarayın kabul edebileceği bir ilişki değildir. Aşkı arayan Maria'nın bulduğu ise acı ve hüzündür sadece.
Tümüyle bildik gerçek mekânlarda geçen bu yürek yakıcı romanı okuyan herkes Balat'ı Ayvasaray'ı Galata'yı Pera'yı Beyazıt'ı İstanbul surları ve kapılarını Yedikule'yi... dolaşmak ve buralarda eski tarihin izlerini ararken zavallı Prenses Maria'yla karşılaşmak için şiddetli bir arzu duyacaktır.