Halkının içinden yükselmiş ama halkın içinde kalmış bir şair; kendi milleti kadar Doğu'yu ve Batı'yı dili edebiyatı ve müziği ile bilen bir aydın; Veterinerlik Fakültesi'nin ilk öğrencisi ve birincisi; İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen at binen gülle atan ve güreşen bir sporcu; şehirde kapanıp kalmamış Anadolu köylerindeki ahırlarda hayvan tedavi etmiş gerçekleri yaşamış ve neye mal olursa olsun hep gerçekleri söylemiş bir adam; milletiyle birlikte savaşı acıyı yenilgiyi ve zaferi gören gözleri her daim yaşlı duygulu bir insan bir şair...
Bu adam "İstiklâl Marşı"mızın yazarı Mehmed Âkif Ersoy'dur.
O bütün hayatı ahlâkı kişiliği davranış ve düşünceleriyle birlikte kendimiz ve çocuklarımız için hiç çekinmeden "İşte tam bir örnek!" diyebileceğimiz bir millî kahramandır.
Onun eseri olan "Safahat" bu milletin çağdaş destanıdır. Milletimizin bin yılda kıvama ermiş olan ruh ve fikir olgunluğu inanç ve ahlâk sağlamlığı cesareti ve kahramanlığı elbette kusurları ve tedavi çareleriyle birlikte bu destanda dile getirilmiştir.
Kendisi"ni ve milletini öğrenmek isteyen genç aydınlar onu okuyacak ve anladıkları kadar bu "millet"ten olacaklardır. Mehmed Âkif gibi bir evlâda ve "Safahat" gibi bir esere sahip olmak bir millet için büyük bir şans ve büyük bir mutluluktur...