"Bu ülke ki Netamiye derler adına ulu bir ejderhanın mide fesadından doğdu. Biz oradaydık gördük her şeyi. Kıyametin yarım boy küçüğü bir alamet gündü. Yalan elbet ulu falan değildi ejderha. Kanatlarından irin saçan pespaye bir yaratıktı aslında. Hastaydı uçarken kusuyordu sürekli. Şöyle son bir kez titredi süzülürken ağzını açtı ve macunumsu fokurdak bir sıvıyı uzun ince kilimler misali kadim suyun ortasına seriverdi. Ejderha olgun bir armut gibi yere düşerken macunkilim de hızla katılaştı kabarcıklarından dağlar vadiler denizler hasıl oldu bu ülke böyle vücut buldu.
Üzerinden her daim ekşi kokulu dumanlar tütmesi ondandır."
Murat Uyurkulak'ın ilk romanı Tol çok sevilmişti. Har'ı da seveceğinizden eminiz. Dumanı tüten bir kıyametin romanı Har. Gökte melekler cinler "ben"ler şeytanın ta kendisi yerde Numune Onüç Otuzbeş ve bütün Yamuklar tekmili birden aynı alametin üzerinde. Ne diyelim Büyük A hepimizi korusun!