Bu kitabı yazan bir dil doktorudur. Diplomasını aldığı günden beri eski zaman hekimleri gibi elinde çantasıyla insan insan dolaşarak dillerine baktı. Baktığı her dilde ayrı bir dünya ayrı bir var oluş biçimi gördü. İnsanın ancak dili ile var olabildiğini öğrendi. İki insan arasındaki uzun yolda yürürken dinlenmek için oturduğu ağaç gölgelerinde de gözlemlerini okuyup öğrendiklerini yazdı. Buradaki yazılar o gözlemlerden ve o okumalardandır. Bunları yazan bir dil doktoru olsa da reçete olsun diye yazmadı sadece paylaşmak için yazdı. Kaygılandı kaygılarını yazdı; heyecanlandı umutlarını yazdı.