"Bu kitaptaki üç oyun "özgürleşme" ve "tahakküm" denen birbirine karşıt iki deneyimin sürekli keşfedilmesi sürecinin bir parçasıdır. Sahnede ve tarihte nihai sonucunu hâlâ bilemeyip sadece tahmin edebildiğimiz insanlığın hâlâ belirlemeye çalıştığı çözüm yolu bu çatışma sonucunda ortaya çıkacaktır. Devlet de bu süreçte başkaldıranları cezalandırmak henüz başkaldırmamış olanlarıysa buna cüret etmekten uzak tutmak için farklı ve birbiriyle kesişen yollara başvurur. İşte benim oyunlarım da Devlet'in başvurduğu bu yolları teşhir etmeyi amaçlar: Dullar'da kayıplar Ölüm ve Bâkire'de işkence ve Okuyucu'da sansür. Sofia erkeklerinin gömülmeden ve anısız bırakılmalarına izin vermez; Paulina kendisine yapılan işkenceleri unutmaz ve topluma da unutturmamaya çalışır; Tanya ise kendisine ihanet eden kocayı gölgesi gibi izlemek ve yaptıklarını itiraf ettirmek için ölümden geri döner. Bu oyunlarımda ele aldığım asilerin hepsinin kadın olması da gayet doğaldır tesadüf değildir. Çünkü kadınlar çoğunlukla toplumun en az güçlü en marjinal üyeleridir; ama bir isyan ederlerse bunu dünyanın çatlayıp yarılmasını sağlayan bir kararlılık öfke ve onurla yaparlar."