Bugün kafamızda oluşan Osmanlı imajının büyük ölçüde oryantalist çalışmalarla ve aralarında diplomat yazar ressam ve hatta casusların yer aldığı Batılı gözlemcilerin anlattıklarıyla şekillendiğini söylemek mümkün. Oysa Batı-dışı dünyada da Osmanlı'ya dair geniş bir hatırat gözlem ve inceleme külliyatı bulunuyor.
Osmanlı'nın son döneminde İstanbul'da görev yapan ve İran'ı Osmanlı payitahtında temsil eden son büyükelçi olan Han Melik Sasani'nin hatıraları; Doğulu bir diplomatın Osmanlı'nın çöküş yıllarında iki ülke ilişkilerinden İstanbul'un işgaline ve siyasi çekişmelere kadar uzanan farklı alanlardaki gözlemlerine dayanması nedeniyle dönemin anlaşılmasına ışık tutuyor. Bu anılar hem kültürel hem de siyasi alanda rakip iki imparatorluğun birbirine bakışını resmetmesi bakımından da önemli bir metindir.
Anılarında dönemin İran siyasetinin İstanbul'a yansıyan boyutunu da aktaran Sasani diğer taraftan Osmanlı toplumunun yapısı ve dönemin İstanbul'u hakkında da önemli ipuçları sunuyor.