Veysel Dikmen'in bu romanı dış görünüşü ile Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerini özellikle de İkinci Meşrutiyet dönemini konu edinmektedir. Ancak hemen şunu belirtmek isterim ki bu nesnel tarih ve coğrafyanın bir bilimsel bilgi ve gerçeklik olmaktan çıkarılıp bir yazınsal tarih ve coğrafya haline dönüştürülmesi de gerçekten ustaca başarılmıştır. Örneğin romanın baş kişisi olan Talat Paşa'nın bu özgün tarih ve coğrafya koordinatlarıyla artık bir tarihi kişi olmaktan çıkarılıp bir roman kişisi haline dönüştürülmesi bence gerçekten başarılmıştır... Öyle ki birer tarihsel gerçeklikler olan Serbesti gazetesinin başyazarı Hasan Fehmi'nin 5 Nisan 1909'da Galata Köprüsü'nde Sada-yı Millet gazetesi başyazarı Ahmet Samim'in 9 Haziran 1910'da Eminönü'nde fail-i meçhul cinayetlerle öldürülüşleri bile ustaca kurgulamalarla birer yazınsal gerçeklik haline dönüştürülmüştür.
Demirtaş Ceyhun