Yaşadığı toplumu seven ama onu olduğu gibi kabul etmek yanılgısına düşmeyecek kadar ileri görüşlü yenilikçi bir aydındı Furuğ. Birey olma sürecini engelleyen kimliği ezen varoluşu zedeleyen her kurala her duruşa karşıdır. İran'ın en büyük açmazlarından bir olan ataerkil sosyal yapı Furuğ'un eleştirilerinin odak noktasıdır. Kendi ailesinden ve özellikle babasından başlamak üzere kadın kimliğini yok eden hiçe sayan bu ataerkil bakışa karşı çıkar baş kaldırır. Kardeşlerini var olan hastalıklı toplum düzeni karşısında sessiz kalışları nedeniyle yerden yere vurur. Yaşadığı aile içi çatışmalar toplumsal baskılar genç yaşta girdiği dünya evinde de onu rahat bırakmaz. Yaşadığı hayata katlanamaz raddeye gelir ve sonunda nefes alamaz olur; çareyi kaçıp kurtulmakta bulur. Hem de biricik oğlunu bir daha görememek uğruna..